Binlerce kişi Ramazan ayında Umre için Kutsal Topraklar’a akın ediyor, çünkü Ramazanda yapılan Umre ibadetinin yeri hem dini hem manevi anlamda daha özel. Allah’ın rızasını kazanmayı uman dünyanın her yerinden insanı oruç ve Umre ibadetlerini yerine getirmek için bir arada görmek gerçekten de bu deneyimin değerine değer katıyor.
İmam Buhari’nin rivayetine göre Abdullah İbni Abbas şöyle anlatır: Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Ensarlar (Medineli Müslümanlar) arasından bir kadına -İbni Abbas adını da vermişti, fakat ben hatırlamıyorum- dedi ki “Seni bizimle Hac eda etmekten alıkoyan da nedir?”. Kadın da yalnızca iki devemiz var, dedi. Oğlu ve kocası bir deveyle Hacca gitmiş, diğer deveyi de su taşımaları için onlara bırakmıştı. S.a.v. şöyle buyurdu: “Ramazan ayı geldiğinde Umreye git, çünkü bu ayda yapılan Umrenin sevabı Hacca bedeldir.”
Bu hadiste de belirtildiği gibi, sevabı Hacca eşit olduğundan Umre için en güzel zaman Ramazan ayıdır. Hacca giden biri hacı olarak döndüğünde tüm günahları affedilmiş olur, ve temiz bir sayfayla yeniden başlar. Fakat unutmamak gerekir ki Ramazanda Umre yapmak farz olan Hac ibadetinin yükümlülüğünü kaldırmaz. İkisi de sevapta aynıdır, fakat Hac farzı yerine gelmiş olmaz. Umre farz değilken Hacca gitmek gidebilecek durumda olan her müslüman için farzdır.
Mescid-i Haramda oruç tutarken Allah’a ibadet eden dünyanın her yerinden insanın toplandığını görmek, sahiden de nefes kesici bir görüntü. Hepsinin de tek amacı Allah’ın rızasını ve merhametini kazanmak.
İnançlı her insan için ne aydınlatıcı bir deneyim! Ramazanda Umre yapma şansına sahip her insan gerçekten de mübarek insandır. Umre ise yıl boyu eda edebileceğiniz bir fazilet. Fakat Ramazan ayında Umre yapmanın her Müslümanın ömründe en azından bir kere denemesi gereken özel bir hissiyatı var.